Dolabım zehirli elmalarla dolu. Evdeki aynalarla konuşacak kadar deliyim. Camdan yapılmış ayakkabılardan nefret ederim. Bir kızı sırf saçları güzel diye kuleye kapatabilir, iktidar savaşları uğruna bir diğerini yüz yıllık uykuya yatırabilirim. İki masum kardeşi şekerden evle kandırdığım doğru, tek isteği hasta ninesine yiyecek götürmek olan masum kızın peşinden vahşi bir kurt gönderdim.
Gayet iyi bildiğiniz üzre, bütün ömrümü eğitilebilir gerizekalılar olarak gördüğüm prensesleri ve kendini prenses zannedenleri adam etmeye vakfettim. Sonra başka bir cadı çıktı, çabalarımın yersiz olduğunu, hiç bir prensesin aklını başına getiremeyeceğimi söyledi. Söylediklerini ispat için küçük bir deneme yapmayı teklif etti, kabul ettim.
Prensin birini kurbağaya çevirdi. Hiç bir prensesin, o iğrenç kurbağayı öpecek kadar aptal olabileceğini düşünmedim. Gerisini hepiniz anlatır durursunuz zaten, karşısına çıkan iğrenç bir hayvanı sırf prens olduğunu iddia ediyor diye öpen bir manyak bulundu nihayetinde.
Fakat gerçek kötüler yenilgiyi o kadar kolay kabul etmez, ben de pes etmedim. Muhteşem bir planla geriye kalan bütün prensleri kurbağaya çevirdim. Prens falan kalmadı artık. Haberiniz olsun.
10 yorum:
dudaklarımı ve gözlerimi bir umut sarıkaya karikatürü gibi yapıp söylüyorum bunu: ayıbolüyo ama. :)
ne alakası var be :D cadılardan öbürü sensin diye m kızdın? :P
zaten prenses mi kaldı? benim tanıdıklarım hep cadı.
onları da kurbağaya çevirdim çünkü.
self-transformed witch. hah.
Elinize ve ağzınıza sağlık kötü kalpliii kraliçee :))
hahah, teşekkür ederim efendim :)
bana hiç mi hiç koymadı kurbağa bacağı yiğenler düşünsün derim
eheh, peki.
Görmek istediğim fahişe modeli.
Bu masallar böyle okutulmalı tatlım. Ben ve sen gibi olanlara..
Yorum Gönder