13 Ocak 2009 Salı

Ignorance is bliss kill me with your kiss

Yeter sanırım bu kadar. Üçüncü tekil şahıstan hikaye anlatmak iyi güzel de, hakikaten üçüncü tekil şahıs anlatıyormuş gibi geliyor. Benim değil yani, o anlattı ben de dinledim yazdım. Adam şunu yaptı, kız bunu dedi. Aferin. Ignorance is bliss diyen her kimse çok ukalaymış. Matrix de geçiyor diyenler de var Shakespeare söylemiş diyenler de. Kimse kim ama ukala. Öyle ukala ki, cehaleti anlamış olduğunu sezdiren bir cesaretin üzerinden mutluluk tanımı yapıyor. Ben de böyle ağdalı, anlaşılması zor uzun cümleler kurarak ukalalık yapıyorum. Ukalayım zaten. En azından çok isterdim olmayı. Severim ukalaları. Kendimle çelişme konusunda rekora giden bu yazının sonu nereye varacak bakalım. Ignorance is bliss diyen ukalayı anlatıyordum. Sevdim seni kerata. Bileceğiz de ne olacak değil mi? Mutsuz olacağız. Ben mesela çok güzel browni yapmayı bilirim. Bu yüzden mutsuz olduğumu hatırlamıyorum. Ya da tersinden gidelim, o koca koca uzay mekiklerinin çalışma prensipleri konusunda hiç bir fikrim yok. Kara cahil benim. Hayır benim. Hepimiz kara cahiliz. Bu nedenle mutlu muyuz? Kabul edenler, etmeyenler, mutlu değiliz. Yani efendim cehalet mutluluk getirmiyor. Bilmek de mutsuz etmiyor. Sakın karşıma çıkıp da bana, “burada bahsedilen algı eşiklerinin yükselmesi ve farkındalık çerçevesinin genişlemesiyle her olguya milyonlarca değişik perspektiften bakabilme yetisi sayesinde, düşünen, araştıran, değişen ve kendini geliştiren insanın iç dünyasında yaşadığı derin çatışmalar ve üretme sancılarıdır” falan gibi entel dantel laflarla gelmeyin. Gidin yağa iki yumurta kırın. Açlık başınıza vurmuş sizin. Hayat çok basittir, saçmalamaya gerek yok. Doğru bir ve tektir. Bildiğim birşey varsa hiçbirşey bilmediğimdir. Zaten bilemeyiz. Bilmek dediğin şey o kadar kolay mı ki, bildiğini sanıp bir de üstüne “vay keşke bilmeseydim, şimdi çocuklar gibi şendim!” diyorsun. Çok değil 10 cm karelik bir toprağın bilgisi, bileşimi içinde yaşayan tek hücreli çok hücreli bir sürü yaratık kimyası bilmemnesi sana verilse beynin patlar. Ignorance is bliss’miş. E, mutluluklar dilerim o zaman. Seni hiç sevmiyorum sütoğlan. Yıkıl karşımdan şimdi.

2 yorum:

İnci Vardar dedi ki...

hikayelerini sevdiğimi biliyorsun ama bunun yeri ayrı. ayakta alkışlıyorum!

Unknown dedi ki...

inci'ye katılıyorum bunun yeri gerçekten başka enfes...